DİYALİZ HASTA VE YAKINLARINA GEREKLİ BİLGİLER
27.06.2015 09:40:35
Beslenme, diyaliz tedavinizin önemli bir parçasıdır. Doğru yiyecekleri yeterince yemek için özel çaba harcamanız gereklidir. Yoksa yetersiz beslenir, kilo kaybeder ve çabucak yorulur ya da kendinizi hiç yoktan yorgun hissedersiniz.
Doğru beslenmek için bu başlıklardaki bilgiler size yardımcı olacaktır.
Ayrıca bu bilgilerde diyaliz hastasının karşılaşabileceği bazı önemli sorunlar ve pratik çözümleri tartışılmaktadır.
Çok mu Yorgunsunuz?
İnsanlar hasta olduklarında, kendilerini genellikle yemek yiyemeyecek kadar yorgun hissederler. İşte size enerjinizi ve yemeye karşı ilginizi artıracak bazı yollar:
Önce doktorunuzun onayını alarak kısa yürüyüşler gibi hafif egzersizler yapın. Bunlar size güç sağlayacak, gücünüzü korumanızda etkin olacak ve iştahınızı açacaktır.
Yemeğinizi hazırlamadan önce dinlenin. Özellikle tedavi sonralarında kendinizi yorgun hissedebileceğinizden, yemek yaparken ayakta geçireceğiniz vakit, yorgunluğunuzu daha fazla hissetmenize yol açacaktır.
Önceden hazırlayacağınız yemekleri bu gibi zamanlarda kullanmak üzere dondurup saklayabilirsiniz.
Havanın uygun sıcaklıkta olduğu dönemlerde evinizi havalandırmak, oksijen sirkülasyonunu artıracağından, temiz hava almak sizi nispeten rahatlatacaktır.
Hemodiyaliz seansından çıktıktan sonra evinize eğer merdiven çıkarak ulaşıyorsanız, mutlaka kat aralarında ya da her 5-6 basamakta bir dinleniniz. Bütün basamakları tek seferde çıkmaya çalışmayınız.
Bulantınız mı Var?
Bulantıyı önlemek ya da hafifletmek için aşağıdaki yöntemleri deneyebilirsiniz.
Eğer mideniz iyi değilse kendinizi yemeye zorlamayın.
Yemek pişerken çıkan kokulardan kaçının ve iyi havalandırılmış bir odada yemek yiyin.
Ağzınıza birkaç kraker atın ya da soğuk (ısıtmadan) bir şeyler yiyin.
Yemeğinizi yavaş yavaş yiyin ve yemeklerden sonra dinlenin.
Kızarmış yiyeceklerden kaçının.
Sıcak yemekler yerine soğuk yiyecekleri tercih edin.
Yemeklerde kullandığınız katı yağı azaltın, hatta hiç kullanmayın. Onun yerine daha rafine ve sağlıklı olan zeytinyağını yemeklerde tercih edin.
Bulantıyı bastırmak için bir-iki dilim elma bulantınıza iyi gelebilir. Ancak diğer meyvelerden potasyumunuzu yükseltme riski taşıdığından uzak durun.
Kusuyor musunuz?
Sık sık, ama az yiyin.
Yavaş yiyin ve yediklerinizi iyi çiğneyin.
Kusacağınızı hissettiğinizde uzanın ya da iyi havalandırılmış bir odada, başınız ve omuzlarınız yüksekte kalacak biçimde dinlenin.
Gıdalarınızı günlük olarak hazırlayıp, günlük olarak tüketin.
Giysileriniz sıkıyorsa gevşetin; yüzünüze ve boynunuza serin nemli bezler koyun.
Kusarak fazladan yitirdiğiniz sıvıyı yerine koymak için bir bardak çay, bir kase et suyuyla yapılmış çorba ya da çok az miktarda su için. Öte yandan, diyaliz tedavileri arasında kazandığınız kiloları yakından takip ederek çok fazla sıvı alıp almadığınızdan emin olun.
Şeker hastasıysanız ve kusmanıza soğuk terleme ve/veya baş dönmesi, göz kararması, halsizlik, titreme eşlik ediyorsa mutlaka kan şekerinizi ölçün. Kan şekeriniz aşırı yüksek veya aşırı düşük olabilir. Bu durumda merkezimizle temasa geçin.
Şişkinliğiniz mi var?
Yemeklerinizi günde 6-8 kez, ama azar azar yiyin.
Yavaş yavaş yiyin; hızlı yemek hava yutmanıza neden olur.
Yemek yedikten hemen sonra hemen kanepeye veya yatağa uzanmayın. Hatta evin içinde beş altı kez dolaşmanız hazımsızlığa karşı iyi gelebilir.
Hafif egzersizler de size yardımcı olabilir, ama bu konuda önce doktorunuza danışmalısınız.
Şişkinliği gidermek için çok sayıda maden suyu ve soda tüketmeyin. Bu maden sularının içindeki bazı madensel tuzlar çok tüketildiği takdirde size zarar verebilir.
Ağız tadınız mı kaçtı?
Diş hekiminize görünerek dişlerinizde ya da diş etlerinizde bir sorun olup olmadığını araştırmasını isteyin. Eğer esaslı bir diş tedavisi görüyorsanız bunu doktorunuza bildirmeyi unutmayın. Vücudunuzu bir enfeksiyon olasılığına karşı korumak üzere antibiyotik kullanmanızı önerebilir.
Bazen ilaçlarınız da tat alma duyunuzu etkileyebilir. Bu konuda doktorunuza danışın. Yemeklerinize lezzet katacak değişik baharatlar deneyin. Kımızı etin tadı kötü gelmeye başladıysa, eti bitirmeden önce yaptığınız salata sosuna yatırın. Sürekli kırmızı etle besleniyorsanız bir süre için tavuk eti yemeyi tercih edebilirsiniz.
Koku duyunuz tat duyunuzu etkileyebilir. Yemek hazırlanırken mutfakta bulunmayın. Ağır kokusu olmayan tavuk ya da salata gibi yiyeceklere yönelebilirsiniz.
Ağzınızdaki metalik tadı gidermek için limon ya da bir iki tane ekşi meyvelerden erik ya da meyve aromalı mayhoş şekerlemeler yiyin. (Şeker hastaları bu konuda dikkatli olmalıdırlar.)
İştahınız mı Yok?
Akşamları açlık hissetmiyorsanız ana öğününüzü sabah kahvaltısına, kahvaltıdan sonraki atıştırmalara ya da öğle yemeğine kaydırın.
Sabahları yemekten hoşlanmıyorsanız dahi mutlaka sabahları hafif bir şeyler atıştırın ve ana yemeğinizi gün içinde, kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir zamanda yiyin.
Sık sık ama azar azar yiyin. Gün boyunca yenen küçük öğünler bazen, üç büyük öğüne göre daha sağlıklı olabilir.
Yemek yerken küçük lokmalar alın. Azar azar yemek tüm yeme sürecinizde büyük bir farklılık yaratabilir. İştahınızı kaybetseniz bile yemekten vazgeçmeyin! Kimi zaman, yemek yemeyi tıbbi bakımınızın bir parçası olarak düşünmelisiniz.
Depresyonda mısınız?
Yeni bir yaşama düzenine uyum sağlamak (diyaliz tedavisi görmek, ilaçlar almak ve farklı bir beslenme düzenine girmek) zor ve rahatsız edici olabilir. Diyaliz hastalarının çoğu kendilerini moralsiz hatta üzüntülü hissederler.
Böyle zamanlarda kendinize özen göstermeniz çok önemlidir. Bu ise doğru beslenme, egzersiz yapma ve yeterli uyku anlamına gelir.
İçinde bulunduğunuz olumsuz ruh durumunu aşmak için sevdiklerinizle bir arada bulunmaya, hoşunuza giden şeyleri yapmaya çaba göstermelisiniz. Her gün için yapacağınız değişik bir etkinlik tasarlayın. Bunun öyle büyük bir iş olması gerekmez: Müzik dinleyin, ev hayvanlarıyla oynayın, bahçe işleriyle uğraşın, bir çocuğa gülümseyin, bir arkadaşınızı ziyaret edin...
En iyi arkadaşınız bu durumda olsaydı ona ne yapmasını önerirdiniz?
Kendinizin "en iyi arkadaşı" olun.
Duygularınızı öğrenebilmeniz için başka hastalarla konuşmak ferahlatıcı gelebilir.
Kimi zaman, hiçbir şeyin ?sıkıntıları gidermeye? yaramadığını düşünebilirsiniz. Eğer bu mutsuzluk duygusu iki haftadan uzun sürerse depresyon dene bir hastalığa yakalanmışsınız demektir. Depresyonun belirtileri aşağıda belirtilmiştir.
Belirgin bir iştah değişikliği ve dikkat çekecek ölçüde kilo kaybı
Uyku düzeninde belirgin bir değişme (çok ya da az uyuma)
Önceden zevk alınan etkinliklere yönelik ilgi ya da memnunluk duygusunun kaybı
İki tedavi seansı arasında enerji kaybı
Sürekli bir umutsuzluk duygusu
İfade edilemeyen kızgınlık ya da gereksiz suçluluk duyguları
Dikkat toparlayamama ya da düşünememe
Tekrarlayan ölüm ya da intihar fikirleri
Bu durumlardan en az beşini kendinizde hissediyorsanız merkezimizdeki psikoloğumuzdan mutlaka yardım isteyin. Unutmayın sıkıntılar paylaşıldıkça azalır.
Tedaviye Katılın
Kendinizi tedavi programınızın bir parçası olarak kabul edin yaşamınız üzerinde bu yolla oluşturacağınız denetim, hastalığınıza uyum sağlamada anlamlı bir etken olacaktır. Diyaliz hastaları, beslenme düzenleri ve sıvı alımı konularında getirilen sınırlamaların karşılaştıkları en önemli kısıtlamalar olduğunu hep söylerler. Yeni bir yeme-içme alışkanlığı oluşturmaya çalışmanız geçiş sürecini rahatlatacak, hastalığınızın geleceğine ilişkin tahminleri kolaylaştıracak ve hem aileniz hem de sizin için daha olumlu bir yaşama ortamı yaratmanıza yardımcı olacaktır.
Kaynak: MEDİKARE GRUP
Yorumlarınız
Haberin okunma sayısı :
10482
Önemli not: diyalizmerkezleri.org, siteye alınan haberlerin içeriği hakkında sorumluluk kabul etmez. Haberi orjinal kaynağından yargı yolu ya da karşılıklı rıza sonucu kaldırtmışsanız, sitemize başvurarak haberin sitemiz içeriğinden de kaldırılmasını sağlayabilirsiniz. Haberlerde gizli reklam bulunması olasılığı vardır.
Diğer Haberler